Kurucu İrade, 16 Nisan 2017’de hukuka aykırı olarak gerçekleştirilen anayasa değişikliği referandumu ile anayasanın ve iktidarın meşruluğunu tamamen yitirmesi sonrasında tohumları atılmış bir harekettir.

 

                       16 Nisan 2017 tarihinde anayasanın hukuka aykırı olarak ortadan kaldırılması karşısında başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere muhalefetin üzerine düşenleri yerine getirmemesi ve ülkemizde bariz bir muhalefet boşluğunun varlığı nedeniyle, “Diktatör yoktur. Eksik olan muhalefettir.” düşüncesiyle yola çıktık.

​

                       Hakça bir düzeni hep birlikte inşa etmek gayesinde olan bizler, bu gayeye, meşruiyetini ve halkımızın haklarının savunucusu olma işlevini yitirerek bütün sorunların bizatihi kaynağı haline gelmiş siyaset kurumunun kökünden değişmesi ve halkımızın kurucu iktidar eliyle kurucu bir anayasa yapmasıyla ulaşılabileceğini görüyor; bunun için çalışıyoruz.

​

                       Kurucu İrade Hareketi olarak anayasanın ve iktidarın gayrimeşru olduğu mevcut şartlar altında halkımızı hakça bir düzene kavuşturmak niyetiyle ortaya koyduğumuz çabalarımızı duyurmak, büyütmek ve toplumsallaştırmak amacıyla 16 Nisan 2017 tarihinden bugüne kadar birçok siyasi parti lideri, milletvekili, sivil toplum kuruluşu, gazeteci, yazar, akademisyen, kişi ve kuruluşla görüşmeler gerçekleştirdik, binlerce kişiye ulaştık.

​

                       4-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen CHP 38. Olağan Kurultayı’nda CHP'yi Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında tekrar kurucu parti vasfına kavuşturmak amacıyla çalıştık. Bu süreçte Halk, Sözcü ve Tele1 televizyonlarının önünde gerçekleştirdiğimiz eylemlere rağmen muhalif basının diğer aday adaylarının seslerini duyurmasını engelleyerek iki adaylı bir yarış algısı oluşturan ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni dizayn eden sansürüyle karşı karşıya kaldık. 

​

                       16 Nisan 2017 tarihinden bu yana attığımız her adımda sadece iktidarın değil, ana muhalefet partisi ve muhalif basının ve dolayısıyla memleketin her köşesinin bilfiil işgal edilmiş olduğunu bizzat tecrübe ettik. 

​

                       Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sorumluluk yükü her şeyden, ölümden bile ağırdır.” sözünün bilinciyle, kolay olmayacağını bilerek çıktığımız yolumuzda özveri ve kararlılıkla yürümeye devam ediyoruz.   

             

                       EGEMENLİĞİN KAYITSIZ VE ŞARTSIZ SAHİBİ olan halkımızın bilgi ve takdirine sunarız.